İlm-i ledün; nefsin fiile geçişi değil, fiilin nefste taayyünüdür (meydana çıkmasıdır)

indir (75).jpg

İlm-i ledün; nefsin fiile geçişi değil, fiilin nefste taayyünüdür (meydana çıkmasıdır). Nefsin fiile geçişi; örneğin yağmur yağar, yağdığını idrak ederiz. Yani ilm-i ledün bunun tam tersidir (fiil olmazdan evvel yani aklı fiilden önde gidiyor). Önce düşünüp, kendinde yaşayıp sonra fiile geçirilmesidir. Hızır as. kıssasında bize bir faaliyet anlatıldı, biz bunları kendimizde çıkardığımız zaman kabiliyet oluyor. Kabiliyet çıkmayınca (çalıştırmayınca) da istidadımızın sınırına giremeyiz, nefsaniyetle yaşarız. Hızır as. gemiyi (bedeni) delmiş. Bedende biraz arıza olursa uçup gidemez kişi, eğer bedeni delinmezse nefsi emmare onu kullanır. Hızır as.ın duvarı sağlamlaştırması da; defineyi daha sonra 2 yetimin bulması içindir. Burada duvar şeriat duvarıdır, 2 yetimin biri Rububiyyet hakikatleridir, diğeri Abdiyyet hakikatleridir. Rububiyyet hakikatlerinin yetimliği; bizdeki ilahi esmaların bir kısmının iblisin kullanımında olması ile onların bizdeki garipliğidir..

Necdet Ardıç Uşşaki Terzibaba k.s.
27.04.2014 Sohbetinden

Yorum bırakın