10.04.965
Gözümün nuru oğlum. Her aşıka, maşuk libası giydirilmez. Ama aşık olarak ölmenin de başka zevki vardır. Pervane bile aşık olarak dönmekten usanmış. Maşukun ateşinde yanıp yok olmayı son zevk olarak bilmiş. Bu, onun halini görenlerin idrakidir. Ben de böyle yandım. İstersen sen de yan. Nitekim yanıyoruz. Dünyamız bir ateşti. Sonra soğudu. Milyonlarca sene sonra da bu hali aldı. Sen de soğuktan sıcağa, cesetten gönüle, kesretten vahdete, suretten manaya hicret ettikçe et, devreni tamamla, aslına vasıl ol. Aslın özündeki aşk ateşidir. Görünenler hep sûrettir. Kılıftır. İşte ben oyum. Sen de o olduğumu anla da rahata kavuş, huzuru bul. Gönül kitabını okuyamıyorsan bunları oku, anlamaya çalış. İstidatın kemâle erinceye kadar oku. Kemâle ersen dahi oku, zevkten ayrılma. Çünkü hepsi senin makamlarındır. Demini (devrini) bul o zaman sen de “Ben bir gizli hazineyim” diyebilirsin.
El fakir Nusret Tura.
Bir ömür boyu çalışıldıktan sonra ancak ulaşılabilinecek bu hakikatleri daha o zaman Nusret Babamın açık olarak bildirmesi ne büyük lütuf imiş, o günlerde bunları bir nasihat olarak anlıyordum. Daha sonraki zamanlarda kulak kapılarımın ayarlarının yapılması ile göz mahallesine aktarılan bu hakikat misafirleri oradan “fuad” gönül mahallesine aktarılarak daha sonra bütün vücûd şehrine yayılıp orasını istilâ edip beşeriyetinden tamamen temizlendikten sonra, “ben bir gizli hazineyim” diyebilirsin. İzni çıktıktan sonra. “İşte ben oyum; sen de o olduğunu anla da huzurunu bozma” emrinin, müşahedeli yaşantısı ile o olduğumu anlamam tahakkuk etmiş olduğundan, hamdolsun Rabb’ımızla yaşamak olan bu huzurumuz yerli yerindedir. Ancak bu huzuru sadece kendimize saklamayıp gerçekten taleb edenlere de talepleri nispetinde dağıtmaktayız. İşte Hakk’tan alıp halka vermenin Zâti ikram yönüyle hakikati budur.
Terzi Baba (k.s.)
MEKTUPLARDA YOLCULUK – M. NUSRET TURA
İRFAN SOFRASI NECDET ARDIÇ TASAVVUF SERİSİ-82 No’lu kitaptan